Saygıdeğer Hocam Dr. Muhammed Ratıb en-Nablusi
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Allah Teala herkesin hidayete ermesini ve kurtulmasını mı ister? Görüyorsunuz ki Allah Teala her insan ile ayrı ayrı ilgilenir, filanca kişinin kalbini ve basiretini açar. Böylece kişi dinlediği bir öğütten veya duyduğu bir sözden etkilenir. Ya da bir arkadaşı ona anlatır ve hatırlatır. Ve belki de kişi sapkın yani dalalettedir. Hep arzularının peşinden gider. Peki, Allah Teala bu kişinin sapkınlığını arttırır, kalbini daha da uzaklaştırır, onu bu dalalet üzere bırakır ve ölünceye kadar basiretini kapatır mı? Yoksa şefkatli bir baba gibi ona müdahale eder, onunla ilgilenir ve hidayete giden yolda onun gözlerini mi açar?
Hidayet Allah’tandır, peki aynı şekilde dalalet de mi Allah’tandır. Yanlışım varsa bu cehaletimden dolayı özür dilerim, bu yüzden soruyorum.
Son olarak sizden konu ile alakalı ayetleri açıklamanızı rica edeceğim. Mesela Allah Teala buyuruyor ki:
أَفَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ وَأَضَلَّهُ اللَّهُ عَلَى عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلَى سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَى بَصَرِهِ غِشَاوَةً فَمَنْ يَهْدِيهِ مِنْ بَعْدِ اللَّهِ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
﴾ Arzularını tanrı yerine koyan, Allah’ın -bilgisine rağmen (sapmayı tercih ettiği için)- kendini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi bir tasavvur et! Allah’tan sonra onu kim yola getirecek? Düşünmüyor musunuz? ﴿
﴾ خَتَمَ ٱللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِهمْ وَعَلَىٰ سَمْعِهِمْ وَعَلَىٰ أَبْصَٰرِهِمْ غِشَاوَةٌ وَلَهُمْ عَذَابٌ عظِيمٌ ﴿
﴾ Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de kalın bir perde bulunmaktadır ve onlar için büyük bir azap vardır. ﴿
Allah sizden razı olsun.
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla, Salât ve Selam dürüst ve sözünün eri olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’in üzerine olsun. Şöyle ki;
Kıymetli kardeşim,
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Sorunuzun cevabı şu şekildedir:
Allah Teala buyuruyor ki:
﴾..... وَاللَّهُ يُرِيدُ أَنْ يَتُوبَ عَلَيْكُمْ ﴿
﴾ Allah sizin tövbenizi kabul etmek ister; ﴿
Allah Teala kullarının hidayetten sapmasını asla istemez ve bundan razı olmaz. Allah Teala buyuruyor ki:
﴾ إِنْ تَكْفُرُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ عَنْكُمْ وَلَا يَرْضَى لِعِبَادِهِ الْكُفْرَ وَإِنْ تَشْكُرُوا يَرْضَهُ لَكُمْ ﴿
﴾ Eğer inkâr ederseniz bilesiniz ki Allah’ın size ihtiyacı yoktur; ama O, kullarının nankörlüğüne razı olmaz, şükrederseniz bu tutumunuzdan hoşnut olur. ﴿
Ancak insan dalalet yolunu tercih ederse Allah Teâlâ onu tedip eder, günahını, isyanını terke etmeye ve Rabbine dönmeye yönlendirecek musibetler gönderir. Ama insan sapkınlığında ısrar ederse sonuçta Allah Teala seçimlerinde özgür bırakmak ve amellerini göstermesi için ona izin verir. Allah’tan gelen dalalet kulun seçiminin sonucu verilen ceza amaçlı dalalettir. Allah Teala “Onlar yoldan çıkınca Allah onların kalplerini saptırdı” buyurmaktadır. Çünkü Allah’ın izin vermediği bir şeyin O’nun mülküne nispet etmek akıl alır ve doğru değildir. Aynı şekilde kafirlerin kalpleri ve kulaklarının mühürlenmesi hadisesini de böyle açıklayabiliriz. Çünkü bu hükmî, neticeye odaklı bir mühürlemedir, kafir hakkı kabul etmekten kaçtığı ve onu dinlemeyi reddettiği için, bu davranışına karşılık Allah Teala onun kalbini ve kulağını mühürlemiştir.
Dr. Muhammed Ratıb en-Nablusi